Cehenneme Giderken Yanıma Alacağım 10 Albüm (İlk 5)

Müzik zevkimin karanlık yanı hakkında bir makale yazma planım çok uzundır vardı. Bir çok konuda çok uzun zamandır plan sahibiyim. Hatta hiç bir şeyi anlık olarak yapmıyorum. Önce düzenli bir şekilde planımı yapyorum, sonra da yıllar sonra belki yapılabilecekler listesine koyuyorum, bir sonraki adımda da o listeyi nereye koyduğumu unutuyorum ve mutlu mesut hayatıma devam ediyorum.

Lise 1 den sonra müzik zevkimde bir takım değişiklikler olmaya başlamıştı (o dönem zaten herşeyde bir değişiklik oluyordu allaha çok şükür). Metallica, Megadeth falan artık beni kesmiyordu. Çok daha karanlık (acı çekiyorduk kardeşim), çok daha saldırgan (acı çekiyorduk ama kendimizi de ezdirmiyorduk) ve çok daha havalı (ergendik hocam, kanımız kaynıyordu) şeyler dinlemek istiyordum. Bu isteklerimin peşinden koştum. Sonrasında bir takım olay gelişti ve karşınıza Cehenneme giderken yanıma alacağım 10 albüm listesi ile çıktım.

Immortal - At The Heart Of Winter


Bu albüm için dinlediğim ilk black metal albümü diyebilirim. Albümü DJ club'dan aldığım günü hala hatırlarım. Daha dün metallica dinleyen çocuk bugün abiler ligine giriyordu. Artık çok daha sert, çok daha acayip bir müzik dinleyen, ortamın en havalı adamıydım. İşin denyoluk boyutu buydu. İşin diğer tarafında ise adı ile özdeşleşmiş muhteşem bir albüm var. Hala dinlediğim zaman kendine münazır, steril bir dünyaya götürür beni bu albüm. Sanki buzdan yapılmıştır albümün melodileri, dinlerken -270 dereceyi hayal ederken bulursunuz kendinizi.

Dimmu Borgir - Stormblast


Yok, neredeyse son üç albümdür Dimmu'nun yaptığı işleri hiç ama hiç beğenmiyorum. Artık olayın imaj ya da populerlik boyutu beni ilgilendirmiyor. Tipi yüzünden adamlara ne hayranlık ne de kin duyacak değilim (eee yaşıtlarımız smooth jazz dinliyor, bizde olgunlaşalım biraz :P). Fakat Dimmu'da artık eskiden bulduğum güzel şeyi bulamıyorum. Dimmu'da eskiden bulduğum güzel şey neydi diye soracak olursanız sanırım vereceğim cevap Stormblast olacaktır. Stormblast albümü (özellikle orjinal albüm) kesinlikle grubun kariyerinin en duygusal albümüdür. Zayıf gitar ve davul tonları yüzünden albüm yer yer yüksek tempolara çıksada hiç bir zaman yürek hoplatan black metal saldırganlığına ulaşmıyor. Bestelerdeki minor gam ağırlığı ve incelikli yazılmış piano partisyonları ile albümün bana huzur verdiğini bile söyleyebilirim.

Cradle of Filth - Cruelty Brought Thee Orchids


Yani, sanırım müzikal anlamda olmasada işlev bazında black metalin Metallica'sı diyebiliriz bu denyolara. Bu grup ile girersin black metal dünyasına ve bir süre sonra yer altına girdikçe unutur gidersin bu adamları. Her ne kadar ilk dinlediğim black metal grubu olmasada ilk dinlediklerimden bir tanesi idi Cradle of Filth. Black metal ile tabiri caizse duygusal diyebileceğimiz senfonik pasajlar ve bayan vokalleri bir arada kullanan grup doğruya doğru dinlenmesi daha kolay bir müzik yapıyordu akranlarına göre. O günlerde bu albüm bence bu tarz müziğin doruk noktası idi. Sırf o günlerin hatrına bile arada sırada dinlediğim bir albümdür ve bence hala grubun en özel albümüdür.

Marduk - Plague Angel


Bir şekilde cehennem ve müzik konuları yan yana geldiği zaman Marduk'un akla gelmemesi çok büyük bir ayıp olur. Bu manyak adamlar hep iyi müzik yaptılar. Özellikle Mortuus'un vokallere geçmesi ile birlikte müzikleri daha da karakteristik bir havaya büründü. Karanlık mı? Evet. Tedirgin edici mi? Evet. Peki bunara rağmen albümü dinlerken garip bir arınma ve tatmin hissi yaşıyor muyum? Kesinlikle evet.

Meshuggah - obZen


Buraya kadar listeye giren tek death metal grubu. Ama ne death metal grubu. Manyak aksak ritimleri ile bir çok müzisyenin taktirini toplayan bu adamları ben müzikal kapasiteleri yüzünden değil, teknikleri ile gövde gösterisi yapmaktan daha fazlasını başarabildikleri için seviyorum. Kanımca obZen bir death metal albümü olmasına karşın, yarattığı atmosfer ile sevdiğim tüm black metal gruplarında olan şeyi yapıyor, atmosferi ağırlaştırıyor ve tabiri caizse karanlık bir arınma deneyimi sağlıyor.