2013'de Neler Dinledim? - İstatiksel Yaklaşım

Madem geri döndük, madem yıl sonundayız, hemen 2013 yılında dinlediğim müzikler hakkında bir durum raporu yazayım.

Durum raporumda herşeyden önce istatistiksel verileri baz aldığımı, dinlediğim herşeyin (hangi platformdan dinliyor olursam olayım) Last.fm ile kaydını tuttuğumu, bu bilgileri sizinle kaynak kullanarak paylaştığımı bilmenizi isterim (datalarım hep accurate idir).

2013'de en çok dinlediğim 10 grup

  • Rome - 931 kez
  • Ulver - 559 kez
  • Amorphis - 328 kez
  • Katatonia - 323 kez
  • Tiamat - 221 kez
  • Rotting Christ - 203 kez
  • Moonspell - 166
  • Rise Against - 161
  • Nachtmystium - 159
  • Paradise Lost - 155
Rome yanılmıyorsam hayatıma 3 yıl önce, last.fm sayesinde girdi ve o zamandan beri orada. Doğruya doğru son üç yıldır en çok dinlediğim gruptur ve bu listede ulver ile birlikte en başta olmasına hiç şaşırmadığım topluluktur. Amorphis'in yeri ise adeta şok etti beni (baya soğuk su getirdi arkadaşlar, sakinleştirdiler falan), son üç albümü içinde en dinlenebilir bulduğum albümleri bu yıl çıkan (bu yıl çıktı dimi lan!) Circle oldu ve birkaç şarkısını cidden çok sevdim (the wanderer, hopeless days) fakat albüm genelini katatonia'yı listede 4.lüğe düşürecek kadar dinlediğime inanamıyorum. Muhtemelen eski albümlerini falan dinlemişimdir (ne olur ne olmaz diye last.fm'e dava açmaya hazırlanıyorum). Bu arada Katatonia'yı sadece 323 kez dinlemiş olmama da inanamıyorum. Gecenin bir yarısı, sarhoş halde pürtelaştan eve dönerken az dinlemedim The Racing Heart'ı, Lethean'ı ve Ambitions'ı (ve bağıra bağıra eşlik ettim evet). Kendilerini 2. ya da 3. olarak görürüm diye düşünmüştüm. Onca acılar hep boşuna çekilmiş... :P 

Tiamat, Moonspell ve Rotting Christ'te yeni albümleri ile, özelliklede eski günlerin anılarına bu listede haklı yerlerdeler. Nachtmystium ve Paradise Lost'ta süpriz değil. Fakat Rise Against harbiden büyük bir süpriz! Adamların sadece The Sufferer & the Witness albümünden Worth Dying For ve Injection şarkılarını çok sevmeme rağmen (harbiden süper parçalar, şimdi çalsa tüylerim diken diken olur), bir şekilde The Suffer & the Witness'i de baya dinlemişim (sanki biraz haybeye dinlemişim, olsun). 

2013'de en çok dinlediğim 10 şarkı

  • Atonement - Rebirth - 85
    • Bunun hakkında yorum yapmayacağım, biraz merak uyandıralım :)
  • Rome - You Threw It At Me Like Stones - 66
  • Amorphis - The Wanderer - 61
  • Ulver - February MMX - 52
    • spotify'da yok bu şarkı :P
  • Rome - Automation - 51
  • Rome - The Accidents of Gesture - 49
  • Amorphis - Hopeless Days - 46
  • Katatonia - Lethean - 39
  • Rome - A Legacy of Unrest - 38
  • Katatonia - Ambitions - 38



Bu şarkılar hakkında yorum yapmaktansa doğrudan şarkıları paylaşmak daha güzel kolay geldi şu an için. Bu şarkıların her biri için ayrıca bir iki cümle birşey yazarım belki önümüzdeki günlerde. Belki de yazmam :P Bu arada spotify'de February MMX olmadığı için ve playlistimin adı 10 şarkı olduğu için 11. şarkıyı da ekledim listeye. Diğer taraftan atonement'te yok listede, lakin çok yakında tüm listere en tepeden girecek kendileri (ehi). En çok dinlediğim 10 şarkı içinde 2013'de yayınlanan şarkıların hepsinin Amorphis'e ait olması 2013'de pek yeni birşey dinlemediğimin bir kanıtı olsa gerek.

2014'de böyle geçmez inşallah diyor, bir sonraki yazımda görüşünceye kadar esen kalın diyorum. 

Hep Yuvaya Dönmek

Benim yazı yazmaya ara verip sonra tekrar kaldığım yerden başlamam, hayatımda rutine dönüştürdüğüm şeylerden bir tanesi. Kimse ile paylaşmadığım kişisel notlarımda bile aynı şeyi yapıyorum. Sanırım bazen, bazı hazlar yazı yazmanın gerekliliği unutmamı sağlıyor. 

Fakat geriye dönüp, tekrardan yazacağım dediğim zaman, son yayınladığım yazı ile bu yazı arasındakı büyük farkı görünce cidden içim acıdı. Bir dönem eli kalem tutup iki tane güzel sayılabilecek cümle kuran her adam gibi bende yazar olmak isterdim (hobı olarak :P). Bu anlamda yazı yazdığım yerler de oldu, bknz;

  • Bira Darkzine - albüm kritikleri, biografiler, edebi saçmalar, duygusal zırvalar*
  • iturocks.org - albüm kritikleri (çokça), az da olsa bir takım duygusal zırvalar
  • Swansong for Iconium - kişisel blogum, tamamen edebi saçmalar ve duygusal zırvalardan ibaret bir site
  • ve Arafta Yer Yok - standart kötümserliğime kapılmadan, hatta komik bile olabileceğim, başıma gelenleri yorumlayacağım, daha okunabilir kişisel blog'um.

Bira Darkzine ve iturocks.org kapandı gitti. Swansong for Iconium'a uzunca bir süre devam ettim. Serde karanlık bir adamız, mutsuz ve depresifiz, elbette en uzun ömürlü olan o olacak. Fakat sonra onu da kapattım. Daha doğrusu ismini ve tasarımını değiştirip, eski yazıları saklayıp yeni bir başlangıç yapmayı denedim fakat bok oldu genel olarak. Belki tekrar açarım ya da eski yazılarımı tekrar yayınlarım bilmiyorum, orası problemli bir yer benim için. Ayrıca o kadar kötümser şeyler yazsam bile kimse ile paylaşmak istemiyorum, en azından o şekilde.

Fakat burası, burası bambaşka biryer ve galiba ben buraya geri dönmek istiyorum. Hayatımda beni besleyen herşey hakkında birşeyler yazmak isterken buluyorum kendimi, geçen gün izlediğim Hannibal sezon finali, iki yıl önce başından kalkmadan oynadığım Mass Effect serisi, geçen gün keşfettiğim post rock grubu The Ascent of Everest hakkında manyaklar gibi birşeyler söylemek istediğim şeyler. 

Dolayısı ile yuvaya geri dönmeyi istiyorum. Eğlenceli, enteresan, komik ve kayde değer bulduğum şeyleri paylaşmak istiyorum ve yuvaya geri dönmek için ilk adımımı bu şekilde atıyorum. 

NOT: Böyle şeylerin hep yeni yıl arifesinde olması beni bir klişenin parçasımı yapar? Asıl sensin bir klişenin parçası olan! Hıh!!!